SU YALITIMININ BÝNALARDA DEPREM GÜVENLÝÐÝNDEKÝ ÖNEMÝNÝ ANLATMALIYIZ

SU YALITIMININ BÝNALARDA DEPREM GÜVENLÝÐÝNDEKÝ ÖNEMÝNÝ ANLATMALIYIZ

Türkiye’nin sadece yüzde 2,2’si su yalýtýmýnýn önemli olduðunu düþünüyor

Türkiye’nin ve dünyanýn en büyük depremlerinden biri olarak kayýtlara geçen Kahramanmaraþ merkezli felaketin ardýndan topraklarýnýn büyük bir bölümü deprem kuþaðýnda olan ülkemizde en öncelikli konularýn baþýnda binalarda deprem güvenliði gelmeye baþladý. Bu farkýndalýktan yola çýkan ODE Yalýtým, deprem-su yalýtýmý arasýndaki iliþkinin bilinirlik seviyesini tespit ederek, bu konuda farkýndalýk oluþturmak ve binalarda deprem güvenliðindeki öncelikleri ölçmek üzere Türkiye’nin en kapsamlý araþtýrmasýný yaptý. Aksoy Araþtýrma iþ birliðiyle yapýlan ‘Su Yalýtýmý ve Binalarýn Deprem Güvenliði Algý Araþtýrmasý’na 26 ilden toplam 1.067 kiþi katýldý. Araþtýrmanýn sonuçlarý ODE Yalýtým Yönetim Kurulu Üyesi Erhan Özdemir, ÝZODER Baþkanlar Kurulu Baþkan Vekili Levent Pelesen ve Jeolog-Deprem Bilimci Prof. Dr. Naci Görür’ün katýlýmýyla düzenlenen toplantýda kamuoyuyla paylaþýldý.

 

Erhan Özdemir: “Su yalýtýmýnýn binalarda deprem güvenliðindeki önemini anlatmalýyýz”

 

Araþtýrmayý yapma nedenlerini anlatan ve sonuçlarý deðerlendiren ODE Yalýtým Yönetim Kurulu Üyesi Erhan Özdemir, “Depremin ülkemiz için büyük bir felaket olduðunu toplum olarak en fazla 1999 Depremi’nde fark ettik. Ancak aradan neredeyse çeyrek asýr geçmesine ve bu süreçte pek çok kez ayný acýlarý yaþamamýza, on binlerce insanýmýzý kaybetmemize raðmen binalarda deprem güvenliðinde istediðimiz mesafeyi katedemedik. Kahramanmaraþ depremleri ile birlikte bu farkýndalýk tekrar artmaya baþladý. Biz de uzun yýllardýr baþta su yalýtýmý üzerinden olmak üzere konuya dikkat çeken bir þirket olarak, kamuoyunun farkýndalýk düzeyini ölçmek üzere bir araþtýrma gerçekleþtirdik. Bu araþtýrma gösterdi ki deprem, toplumumuzun öncelikli gündemlerinden biri. Yüksek orandaki taþýnmak isteði, bina seçim kriterlerinde deprem güvenliðinin ön planda olmasý bunu gösteriyor. Ancak bir binanýn saðlamlýðý konusunda en önemli unsurlardan biri olan su yalýtýmýnda bilgi düzeyinin çok düþük olduðunu tespit ettik” dedi.

 

“Su yalýtýmýnýn bina maliyetindeki payý yalnýzca yüzde 1”

 

2017 yýlýnda yürürlüðe giren yönetmelikle su yalýtýmýnýn zorunlu hale geldiðini hatýrlatan Özdemir þöyle devam etti; “Su yalýtýmý ile binanýn saðlamlýðý arasýnda direkt bir iliþki var. Çünkü su yalýtýmý uygulanmadýðý veya standartlara göre yapýlmadýðý takdirde binadaki demir donatýlarýn taþýma kapasitesi 10 yýlda yüzde 66 oranýnda azalýyor. Depremin ardýndan ortaya çýkan görüntülerde de bunun örneklerini gördük, bazý kolonlarýn içinde neredeyse hiç demir kalmamýþtý. Bu da yalnýzca binada hasara deðil can kayýplarýyla sonuçlanan yýkýmlara yol açýyor. Dolayýsýyla su yalýtýmý alanýndaki bilinci muhakkak artýrmalýyýz. Araþtýrmamýzdaki dikkat çekici sonuçlardan biri de su yalýtýmý maliyetinin yüksek olduðuna yönelik algý. Katýlýmcýlarýn yüzde 63,8’ü su yalýtýmý maliyetinin yüksek veya çok yüksek olduðunu düþünüyor. Halbuki su yalýtýmý, toplam bina maliyeti içinde yalnýzca yüzde 1’lik bir paya sahip.”

 

Levent Pelesen: “Ýyi ve doðru detaylandýrýlmýþ su yalýtýmý ile binalarýmýzý koruyabiliriz”

 

Deprem kuþaðýndaki Türkiye’de can ve mal güvenliðini saðlayabilmek için alýnmasý gereken en temel önlemlerin baþýnda uzun ömürlü ve depreme dayanýklý binalarýn inþa edilmesinin geldiðini söyleyen ÝZODER Baþkanlar Kurulu Baþkan Vekili Levent Pelesen, “Bunun için de betonarme yapýlarýn demir donatýlarýnýn korozyona karþý korunmasý gerekiyor. 1999 depremi sonrasý Ýstanbul Büyükþehir Belediyesi Hasar Tespit Komisyonu tarafýndan yapýlan incelemelere ÝZODER de bir ekip ile katýlmýþ ve yýkýlmýþ binalarda çok sayýda binanýn demir donatýlarýnýn neredeyse tel inceliðinde olduðunu gözlemlemiþti. Bu durum, donatýdan çalmak olarak algýlanmamalýdýr. Sorun betonarme içindeki demirlerin zamanla korozyona uðramasý ve paslanarak kalýnlýðýný kaybetmesinden kaynaklanmaktadýr. Dolayýsýyla binalarýmýzýn özellikle temel ve toprak altýnda kalan perde duvarlarýný dýþarýdan gelecek nem ve sulara karþý koruma altýna almalýyýz. Bu da ancak iyi ve doðru detaylandýrýlmýþ su yalýtýmý ile mümkün” açýklamasýnda bulundu.

 

Binalarda Su Yalýtýmý Yönetmeliði’nin çýkarýlmasý aþamasýnda ÝZODER olarak büyük katký saðladýklarýna ancak bu yönetmeliðin yeterince uygulanmadýðýna vurgu yapan Pelesen þunlarý söyledi; “Derneðimiz kurucu üyelerinden ODE Yalýtým’ýn bu araþtýrmasý da çarpýcý sonuçlar ortaya çýkardý. Bu konudaki baþlýca problemlerimiz denetim ve gözetimlerin yetersizliði ile bilinç eksikliði.”

 

Naci Görür: “Nem ve sudan etkilenen bina depreme karþý mukavemet gösteremez”

 

Binanýn temelini bir bitkinin köküne benzeten Prof. Dr. Naci Görür, “Eðer bir bitkinin kökü saðlamsa o bitki devrilmez, rüzgardan etkilenmez, uðraþýlsa da yýkýlmaz. Ýþte binalar da böyledir. Deprem dalgalarý geldiði zamana eðer zafiyet temelden baþlamýþsa yani nem, su gibi faktörlerden dolayý beton ve demir kalitesini yitirmiþse o binanýn ne basýnca ne çekmeye ne de yana harekete karþý bir mukavemeti olur, kolaylýkla devrilir. Binanýn devrilmesi, yýkýlmasý demek, insanlarýmýzýn hayatýný kaybetmesi demek. Kamuoyu bu konuda maalesef bir bilgiye sahip deðil. Bu nedenle yapýlan bu araþtýrmayý, oluþturacaðý farkýndalýk açýsýndan anlamlý ve önemli buluyorum” diye konuþtu.

 

Prof. Dr. Görür, ‘baþarýlý bina’ tanýmýný ise þu sözlerle açýkladý; “Suyla iliþkisi kesilen, suyun zeminden gelmemesi için bina çevresinde drenaj sistemi oluþturulan, usulüne uygun olarak yalýtýmý yapýlan, bunlarýn yanýnda zeminin özelliklerine uygun kaliteli malzeme kullanýlan, iyi iþçilik yapýlan binalarýn deprem dayanýmlarýnýn yüksek olduðu bir deprem bilimci olarak görebiliyoruz. Eðer bina saðlam olur, deprem sýrasýnda çökmez, oturanlarýn saðlam çýkmasýný saðlar ise bence o bina baþarýlý bir binadýr.”

 

Deprem nedeniyle oluþan yýkým ile su yalýtýmý iliþkisi bilinmiyor

 

Araþtýrmada çýkan en çarpýcý sonuç her 100 katýlýmcýdan 45’inin oturduðu binada su yalýtýmý olup olmadýðýný bilmediði oldu. Ayný soruda katýlýmcýlarýn yüzde 34,2’si binasýnda su yalýtýmý olmadýðýný söylerken yalnýzca yüzde 20,4’ü su yalýtýmý olduðunu ifade etti. Baþka bir soruda ise katýlýmcýlara binalarýnýn bodrum katýnda veya evlerinde su sýzýntýsý, küf, rutubet gibi durumlarýn olup olmadýðý soruldu. Bu soruya da katýlýmcýlarýn yüzde 64,4’ü fikrim yok þeklinde cevap verirken, yüzde 28,4’ü binalarýnda su sýzýntýsý, küf gibi problemlerin olduðunu, bunun da en çok iç duvarlarda, bodrumda ve dýþ duvarlarda görüldüðünü belirtti. Araþtýrmada “Sizce yaþadýðýnýz binanýn depreme dayanýklýlýðýný azaltan faktörler nelerdir?” sorusuna ise katýlýmcýlarýn yüzde 17,2’si kalitesiz malzeme kullanýlmasý, yüzde 14,4’ü binanýn yaþý, yüzde 13,9’u kolon kesilmesi olarak yanýt verirken sadece 2,2’si su yalýtýmý olduðunu söyledi.

 

Ev seçiminde fiyat, deprem güvenliði ve kata bakýlýyor

 

Araþtýrma kapsamýnda, su yalýtýmý dýþýnda ‘Ev Seçimi’, ‘Deprem’, ‘Yalýtým Algýsý’ baþlýklarý da ele alýndý. Katýlýmcýlara iletilen, “Yaþayacaðýnýz evi seçerken öncelikleriniz nelerdir” sorusunda deprem felaketinin etkisi görüldü. Ýlk kriter yüzde 61,9 ile fiyat olurken, bunu yüzde 57,9 ile deprem güvenliði, yüzde 49,1 ile dairenin bulunduðu kat, yüzde 48,4 ile binanýn kat sayýsý, yüzde 47,8 ile ýsýtma yöntemi ve yüzde 45 ile yalýtým izledi. 18-24 yaþ arasýnda deprem güvenliði ve ýsýtma yöntemi fiyatýn önüne geçerken diðer yaþ gruplarý, sosyo-ekonomik seviye ve cinsiyet kýrýlýmlarýnda ise sýralama deðiþmedi.

 

Zeminin saðlamlýðýndan çok kalitesiz malzeme korkutuyor

 

Katýlýmcýlarýn yüzde 10’u 1-4 yýllýk, yüzde 19,8’i 5-9 yýllýk, yüzde 24,3 10-19 yýllýk binalarda oturduðunu belirtti. 20 yýl ve üzeri binalarda oturanlarýn oraný yüzde 43,7’si olurken her 100 kiþiden 2’si oturduðu binanýn yaþýný bilmediðini söyledi. Araþtýrmaya katýlanlarýn yaþadýklarý binanýn depreme dayanýklýlýðýný azaltan faktörler sýralamasýnda ise yüzde 17,2 ile kalitesiz malzeme kullanýmý, yüzde 14,4 ile bina yaþý, yüzde 13,9 ile kolonlarýn az olmasý öne çýktý. Zeminin saðlamlýðýný katýlýmcýlarýn yüzde 12’si bir kriter olarak gösterirken, deprem yönetmeliðine uyulmamasý diyenlerin oraný ise yüzde 4,1’de kaldý.

 

Araþtýrmanýn ‘Deprem’ bölümünde katýlýmcýlara ayrýca Kahramanmaraþ depremlerinin ardýndan yaþadýklarý evden taþýnmayý düþünüp düþünmedikleri soruldu. Katýlýmcýlarýn yüzde 30,6’sý düþündüðünü söylerken kadýnlarda bu oran yüzde 33,8, gençlerde ise yüzde 41,3 olarak ölçüldü. Taþýnmayý en az düþünen kesim ise yüzde 24,7 ile 55 yaþ ve üzeri oldu. Taþýnmayý düþünenlerin yüzde 49,4’ü oturduklarý muhitte kalmak isterken, yüzde 24,2’si oturduðu ilçeden, yüzde 26,4’ü ise oturduðu þehirden taþýnmayý düþündüðünü belirtti.

 

Kiracýlarýn yarýsý bina dayanýklýlýðýný kontrol ettirmedi

 

Öte yandan depremlerin ardýndan katýlýmcýlarýn yüzde 62,3’ü oturduðu binanýn depreme dayanýklýlýðýný kontrol ettirdiðini veya ettirmeyi düþündüðünü söyledi. Kontrol ettirmeyen ve ettirmeyi düþünmeyen en yüksek kesim ise yüzde 47,9 ise kirada oturanlar oldu.

Yorumlar

Top