GÜL BABA TÜRBESİ, TÜRKİYE-MACARİSTAN İşBİRLİğİNİN  KÜLTÜREL ESERLERİNDEN

GÜL BABA TÜRBESİ, TÜRKİYE-MACARİSTAN İşBİRLİğİNİN KÜLTÜREL ESERLERİNDEN

Macaristan'da yatırımları bulunan Polat Holding Yönetim Kurulu Başkanı ve aynı zamanda Türkiye-Macaristan İş Konseyi Başkanı Adnan Polat; her iki ülke arasında dostluğun simgesi haline gelen Gül Baba Türbesi'ni ziyaret etmek için Türkiye'den gelen basın mensuplarını başkent Budapeşte'de ağırladı.


Türkiye ve Macaristan, geçmişleriyle, değerleriyle, geleceğe bakışlarıyla pek çok ortak noktaya sahip iki kültür, iki ülke. Ve yüzyıllardır düşünceleriyle var olmaya devam eden Gül Baba, Türk-Macar dostluğunun en kalıcı simgelerinden biri olarak iki halkın karşılıklı sevgi ve saygısıyla yoğrulan kültürel ve ticari iş birliği için büyük bir öneme sahip. Ve bugün, yüzyıllar geçmiş olsa bile, Gül Baba her dönem olduğu gibi bizi birleştirmeye devam ediyor.

9 Ekim 2018'de açılışı yapılan Türbe'de yatan Hacı Bektaş-ı Veli'nin öğrencisi Gül Baba, bütün din, mezhep ve etnik gruplardan olanlara kucak açan, ayrımcılığa karşı durup insanları sevgiyle kucaklayan bir derviş ve şairdir. Gül Baba aynı zamanda iki ülke arasındaki sevgi bağını, hoşgörüyü, birlikte yaşayabilmenin tohumlarını asırlar önce 1541'de gönüllere serpen bir Bektaşi Dedesi'dir.


Macaristan Başbakanı Viktor Orbin :

Budapeşte'ye geldiğiniz için teşekkür ederiz. Burada çok özel bir yerdeyiz.  1 ay önce yapılan açılışı görmediniz. Cumhurbaşkanı Erdoğan buraya gelmeden önce burası utanılacak şekilde kötü şartlar altındaydı. İhmal edilmişti bir kenara atılmıştı. Birkaç sene önce Cumhurbaşkanı Erdoğan ile buranın restore edilmesi konusunda bir konuşmamız olmuştu. İki tane lider karar verdiği vakit bunun hayata geçmesini çok kolay olduğunu zannediyorlar ancak esasında öyle olmuyor birilerinin takip etmesi gerekiyor.  Burasının restorasyonu belli kurallar içinde yapıldı. şimdi dönüp baktığımızda burasının medeni bir yer olduğunu görüyoruz.

Gül baba sadece sizin için değil bizim içinde önemli.  Cumhurbaşkanı Erdoğan ile bir mütabakata vardık. Tarih tarihtir herkesin o tarihe saygı göstermesi lazım.  Savaşlarda her iki tarafta da her zaman büyük kahramanlar ortaya çıkıyor.  Kahramanlık ve vatanseverliğe her zaman saygı göstermemiz lazım.  Burası Türklerin ve Macarların biraraya gelip gurur duyacağı bir yer oldu.  Sahip olduğumuz için ve katkıda bulunduğumuz için gurur duyuyoruz.  Macaristan hiç kimseye bir eğitim vermek taraftarı değil. Bir ülkenin ülkesini nasıl yönetecek? Nasıl kontrol edecek?  Türkler kendi ülkelerini yönetmeyi herkesten daha iyi bilirler.  Seçimle gelenlere saygı göstermeniz lazım. 

Batı basınında eleştiriler oluyor.  Türkiye ile bizim çok özel arkadaşlığımız var.  Buradaki insanlara sorduğunuz zaman Türkler hakkında çok pozitif cevaplar alırsınız.  Ben de Türkler tarafından çok büyük saygı görüyorum. Türkiye yapı olarak çok güçlü bir ülke.  Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yakın gelecekte Türkiye'nin en iyi 10 ekonomi içinde olacağı fikrine katılıyorum.  Türkiye ile elimizden geldiği  kadar işbirliği yapmamız Avrupa'nın menfaatine.  Birçok Avrupa ülkesinin Türkiye'nin AB üyeliğine karşı olduğunu biliyorum.  Karşı olmak yerine başka bir vizyon ortaya koymamız lazım.  Türkiye ve Avrupa arasında stratejik işbirliği olması gerekiyor.  Avrupa'nın Türkiye'ye ihtiyacı var.

 

 

POLAT HOLDİNG -ADNAN POLAT:

Bugün birçok arkadaş, keyifli Gül Baba ziyaretinde birçok soru sordu. Hepsini anlatamadım ama burada kısaca anlatmak istiyorum. Biz bundan 28-29 yıl önce Suat Bey ile beraber Macaristan'a bir lojistik merkezi kurmaya gelmiştik. Amacımız burayı Avrupa'nın tam göbeğinde olan ülkede ihracatımızı yönetmek için gelmiştik. Suat Bey bunu 3 sene içinde yapacaktı ve dönecekti. O günden beri aşık oldu burada kaldı, bu ülkeye aşık olmamak da elde değil. O kadar güzel bir ülke. insanları da, şehirleri de? Tabiatı da çok güzel. Türklerle sıfır problemi olan tek avrupa ülkesi. Burayı dolaşıp şehri tanımaya çalışırken bugün ziyaret ettiğimiz türbenin olduğu yere geldik. Baktık Gül Baba. Gül Baba'da Galatasaray'dan dolayı aklımızda kalmış. O zaman Suat ile biraz para harcadık. Oraları toparladık ettik düzgün bir hale getirdik. Türkiye'ye dönüşte o dönemin Başbakanı rahmetli Süleyman Demirel'e anlattım. O da Kültür Bakanlığı'na talimat verdi ve restorasyona girişildi. Bir şeyler yapıldı ve rahmetli Süleyman Demirel Gül Baba'ya geldiğinde orayı ziyaret etti ve daha sembolik bir açılışta yaptık. Sonra benim kafama takıldı bu. Gül  Baba beni nerden yakaladı? Ziyaretçi defterine baktığımda müslümanlar kadar hıristiyanların da ziyaret ettiğini, dua ettiğini gördüm defterlere yazdıkları yazılardan da biliyordum. Hatta en son Cumhurbaşkanımızla Victor Bey'in açılışında akşam 200'e yakın Macar vatandaş gelip dua etti Gül Baba için. Gül Baba her dilden,dinden ve ırktan insanın kabul ettiği saygı duyduğu bir gönül insanı. Merzifon'da doğup buralara kadar gelen bir bektaşi dedesi. Bir rivayete göre bugünün Galatasaray lisesini II.Beyazıt'a kurduran dönemin şehzadeleri,prensesleri ve devlet adamlarının yetiştirilmesi için kurulan bir eğitim yuvası. Daha sonra Sultaniye Mektebi daha sonra ise Galatasaray Lisesi olarak biliyoruz. Galatasaray Kulübü'nün de Galatasaray Lisesi'nden kurulmasından dolayı biz Gül Babayı manevi kurucu olarak görüyoruz. Hem bu özelliği hem insanları hümanizm anlayışı sevgi ve gönül insanı anlayışı nedeniyle bizi yakaladı. şimdi uzun zaman aklımdaydı ve uzun yıllar uğraştım ben. Sayın Victor Orban'a burada bir vakıf kurulması için ve Gül Baba Vakfi olması için. Burada kanun ve yönetmelikler uygun değildi bir çok değişiklik yapıldı. 2 senelik süreçte Türkiye tarafından TİKA ve hakikatten cok ciddi çalıştı TiKA ve ekibi. Burada da Macaristan'ın gayrimenkullerinden sorunlu devlet kurumu çalıştı. 2 senede bitirildi ve Sayın Victor Orban'la Cumhurbaşkanımız açılışını yaptılar. Hatta açılışta burası cok fazla sarı kırmızı donatıldı ve Cumhurbaşkanımız abartmışsınız dedi. Biliyorsunuz ki Fenerbahçeli kendisi evet hakikaten biraz abartılıydı ama cok güzel bir açılış oldu. Buraya normalde baktığınızda yılda 3-4 bin kişinin ziyaret ettiği bir türbeydi. şimdi açılıştan sonra 10 binden fazla ziyaretçinin olduğunu görüyoruz. Daha yeni yerleşiyor organizasyonumuz sistemimiz. Daha yapılacak çok sey var. Ama amacımız şu biz ecdadımızdan kalan bu eserleri, elimizden geldiği kadar devletimizin ve Macar devletinin katkılarıyla onları hem Macaristan'a kazandırmış olacağız hem ülkemize kazandıracağız. Victor Bey Gül  Baba ile gurur duyduğunu kendisi de belirtti zaten. Gül Baba bir sembol oldu. Galatasaray Kulübü'nün manevi kuruculuğu dışında burada birlik beraberlik sağlık ve hoşgörünün sembolü oldu. Buradan ya da Türkiye'den ziyaret edenler büyük bir saygı duyuyor. Hatta Avrupa'dan da ziyaret ediliyor. Gül Baba'yı ziyaret edenlerin büyük çoğunluğunu hristiyanlar oluşturuyor. Bu cpk güzel ben bunu başka bir yerde daha gördüm. Hem hıristiyanların hem müslümanların hürmet ve saygı gösterdiği başka bir yer daha var. İzmir Efes'in tepesinde Meryem Ana kilisesi vardır. Orada uzun yıllar kalmış küçük bir kilise.

Ben oraya birçok müslümanın gelip mum yaktığını dua ettiğini de gördüm. Yani demekki bu insanlar kendilerine insanları gönül bağı ile bağlayabiliyorlar. Gül Baba Meryem Ana gibi her kesimden insanı bağlayan bir kişilik ve bu açıdan çok önemli. İnşallah önümüzdeki zaman diliminde belki Mohaç'ta belki Zigetvar'da Macaristan'ın başka yerlerinde belki Mohaç belki Zigetvar'da restorasyonlarımıza devam edeceğiz. Macarlar hakkında da şunları söylemek istiyorum. Türkleri çok seviyorlar  ve saygı duyuyorlar. Avrupa'da Türkleri gerçekten seven ender ülkelerden biri. Yine Suat Bey ile Buda kalesinin oralarda dolaşırken küçük bir mezar gördük, nedir bu dedik

 Baktık Arnavut Abdurrahman Paşa'nın mezarı. En son Osmanlı Paşası. Biz onun üzerinde de çalıştık. Üstüne kim olduğunu falan yazdık. Daha sonra orada gezerken şunu gördük. Mermere bizim yazdığımız yazının altına şunu yazmışlar Macarca, kahraman düşmanımızı saygıyla selamlıyoruz. İnanin ki içimden ağlamak geldi. Hakikaten Macar halkı Türk halkına büyük sevgi besliyor. Siz de tanıdıkça anlayarak daha fazla sevgi besleyeceksiniz. Bizim bir görevimiz de DEiK Türkiye Macar Is Konseyi başkanı olarak hem ticari hem kültürel hem sportif hem turizm anlaminda geliştirmek. Davutoğlu ve Victor Orban ısrarı ile aldığım bkr görevdi bu. Nerelere geldiğimizi söyleyeyim. 4 sene evvel baktığınızda Istanbul'dan Budapeşte'ye haftada 3 ucak seferi vardı. Ve simdi günde 5 uçak seferi var. 6. Koyulacak. Iki ülkenin ticaret hacmi 4 sene evvel 2 milyar dolardı su an 3u geçti hedef 5 milyar doları bulmak. 4 sene evvel buradaki Türk yatırımlaro 80 milyon euro civarındaydı suanda 1 buçuk milyar euroya çıktı. Bu gelişmeler tabii gerek Cumhurbaşkanımızın gerek siyasilerin aktif hareketi gerek Victor Beyin yaklaşımı ve iş adamlarının gayreti ile oluyor. Ben burayı Avrupa'da Türkler için üs olarak tavsiye ediyorum iş adamlarına. Muhakakki buraya yatırım yapmaları ve her yere kolay ulaşmaları için. Gül Baba ile ilgili kafamızda güzel fikirler var. Önümüzdeki yıl tarihçilere Gül Baba kitabı ile ilgili çalışmalar yaptıracağız. Ondan sonraki sene Muhteşem Süleyman'da olduğu gibi TV dizileri yapmayı düşünüyoruz. İki ülkeyi birbirine yaklaştırmak daha farkındalık yaratmak için çalışıyoruz.

Yorumlar

Top